Bu yazı nprEd‘in Unlocking Dyslexia yazı dizisinin ikinci yazısı olan Personal Stories of Frustration and Success (Mayra Linares) yazısından çevrilmiştir. Yazı dizisindeki diğer yazıları ilerleyen günlerde çevirmeye çalışacağım.

“Bugün 50 yaşındayım ve radyoda öykünü dinlediğim zaman hiç beklemediğim halde ağladım.”
Portland’dan Scott Walker geçtiğimiz hafta disleksi hakkında yazdıklarımız sonrası bize ulaştı.
“Biliyorum, komik gelebilir ama 50 yıl süren bir mücadele sonrasında, beni gerçekten anlayan birileri vardı.” Walker, Gabrielle Emanuel’in söylediklerini dinlerken söylenenlere aitlik duygusu hissettiğini söylüyor.
Ve elbette ki yalnız değil. Twitter’a, Facebook’a, mail kutularımıza yorumlar yağdı. Al Guillermo Facebook mesajında, “Her cümlede zorlandığımda insanlar beni “pek de zeki değil” diye etiketliyorlardı.” Hala devam eden kolay metinleri dahi okurken verdiği mücadeleyi ve toplum içinde konuşurken yaşadığı paniği açıkladı. “Okumak ve doğru hecelemek için çok çalıştım. Kimi insanlar üçüncü sınıf öğrencisi için bunu kolay bir iş olarak düşünebilirler ama ben asla tam olarak hakim olamadım.”
Jo Roberts, emekli bir özel eğitim öğretmeni, dislektik öğrencilerine bir şeyler öğretmek için harcadığı çabayı anımsıyor: “Çok küçük bir köy okulunda, beşinci ve altıncı sınıf öğrencileriyle, düello olarak adlandırdığımız bir oyun oynardık. Birbirlerini düelloya davet ederlerdi ve kelimeyi doğru okuyan, yanlış okuyanın kartını alırdı. Açıkçası kontrolüm altında değildi ve sınavlara yönelik bir çalışma değildi. Ama işe yarıyordu.”
Rice Üniversitesi’nde fakülte üyesi olan Junia Howell yükseköğrenim deneyimlerini paylaşıyor: “Ağır bir dislektiktim. Lisedeyken neredeyse ikinci sınıf öğrencisinin okuma kabiliyetine sahiptim. Özel ders aldığım öğretmenlerim sayesinde mezuniyet konuşmasını yapan kişi oldum. Lisans öğretimimi ve yüksek lisans öğretimimi tamamladım. Ve Sosyoloji doktoramı bitirmeme sadece birkaç ay kaldı. Durumumun ciddiyeti göz önüne alındığında, yolculuğum boyunca disleksiyi anlatmak ve disleksi hakkındaki yanlış anlaşılmaları düzeltmek için gönüllü oldum.”
Bu süreçte kimi uluslar arası dönütler dahi aldık. İsviçre’den Lindy yetenekli piyano öğrencilerinden disleksisi olan biriyle yaşadığı deneyimleri aktardı: “Birçok şey üzerine çalıştık, kimi oyunlar oluşturmak vs. ama yaptıklarımız, ona okulda bir okuma uzmanı yardımcı olana dek işe yaramadı.”
Seattle’dan Mike Wolfe da okumayla yaşam boyu süren mücadelesini paylaştı bizimle. Söylediğine göre 32 yaşına gelene kadar herhangi bir tanı konulmamış kendisine. “Bu tanı, disleksinin İngiliz diline yaptığı küçük çarpıtılmış şeylere gülmemi sağlıyor.” Örneğin “globe” yazmak isterken yazdığı şey “glob” oluyor.
Bazen disleksi onu güldürüyor evet, ama “bazı günler okumaya çalıştığım her şeyi karmakarışık hale getiriyor. Ama daha çok, başa çıkma stratejilerim sayesinde durumun üstesinden gelebiliyorum.”